GLOBART X HARVARD BUSINESS REVIEW: INTERVIEW WITH AI-DA

Yaratıcılık, artık yalnızca insanoğluna özgü bir yeti değil. Dünyanın ilk kadın bilgisayar programcısı Ada Lovelace’ın adını taşıyan Ai-Da, dünyanın ilk yapay zekalı ultra-gerçekçi robot sanatçısı.

Yaşantılarımız hızlı bir değişim, çeşitlilik ve belirsizlik ile şekilleniyor. Başarıysa her zamankinden gelişmiş bir beceri seti gerektiriyor. Ancak şu an bir tehditle karşı karşıyayız: Teknoloji patlayarak gelişirken insanlık ancak doğrusal ilerleyebiliyor. Fütürist Gerd Leonhard, KPMG’nin Robotik Yenilikler adlı etkinliğinde “Digital transformation in business and society” başlıklı bir bildiri yayınlamış ve bizleri bekleyen zorlukları ve fırsatları anlatmıştı. Leonhard’a göre insanlık önümüzdeki 20 yıl, önceki 300 yıldan daha fazla değişeceği bir noktada. Robotik, otomasyon, akıllı asistanlar ve yapay zeka iş, ticaret, kültür ve toplumu yeniden şekillendirecek.

Dijitalleştirilebilir her şey dijitalleşecek. Dijitalleşme ve sayısallaştırma arttıkça da “dijitalleştirilemeyenler” daha değerli olacak. Arz-talep ekonomisinin yasası… Bu bağlamda sezgi, güven, anlayış ve yaratıcılık gibi özelliklere ihtiyaç artacak. Bir algoritma ile çoğaltılamayan, yakın gelecekte sayısallaştırılamayacak ve dijitalleştirilemeyecek temel insani özellikler önem kazanacak: Belirsizlikle baş edebilen, sağ beyin ile karakterize özellikler… Bunların her biri en çok da sanatta telaffuz edilen beceriler: Sezgi, etik/değerler, hayal gücü, yaratıcılık, duygular, mizah, empati… Ai-Da işte tam olarak bu noktada karşımıza çıkıyor: O, dünyanın ilk robot sanatçısı… Yaratıcılık insanlığın robotlara karşı bağışık olan ender yetilerinden kabul edilirken yapay zekanın sanatta da yerini almasıyla Ai-Da bir tartışma konusu haline geldi. Ai-Da’nın çizimleri Max Beckmann, Käthe Kollewitz ve Pablo Picasso gibi 20. yüzyılın önemli sanatçıların yorumlamalarının harmanı ve 21. yüzyılın belirsizlikleri ile çağdaş sorunları soyut tekno-kübizm ile yansıtıyor.

Ai-Da’nın yaratıcısı, dünyanın ilk kadın bilgisayar programcısı Ada Lovelace. Lovelace ve Oxford University’de yer alan çalışma ekibi, Ai-Da’yı makine ile sanatçı arasındaki çizgiyi bulanıklaştıran en yeni yapay zeka ve robot teknolojisiyle tasarlamış. Ai-Da insan benzeri fiziksel özelliklere sahip ancak cam gözleri yüz tanıma teknolojisiyle donatılmış. Gözlerin tarama teknolojisi, yapay zekayı harekete geçiriyor, robotik kolun hareketini dikte ediyor ve algoritmanın devreye girmesiyle, Ai-Da yapıt üretimine başlıyor. Yağlı boya, karakalem… Birçok sanatçı gibi Ai-Da da çalışmasının farklı alanlarda tartışmayı teşvik etmesini istiyor.

Harvard Business Review iki yıl önce dünyanın en iyi performansı gösteren CEO’ların bir listesini yayınlamıştı. Göz ardı edilmesi kolay bir istatistiki detay, sıralamanın ötesinde dikkatimizi çekiyor: Silikon Vadisi’nde 652 mühendislik şirketinin liderlerinin yalnızca yüzde 40’ının bilim ve mühendislik geçmişi var, yüzde 60’ı sanat ve beşeri bilimler okumuş. Alanında yapılan en kapsamlı araştırmalardan biri de 2010 yılında IBM’in 60 farklı ülkeden 1.500 CEO ile yaptığı röportajlar. Buna göre, bir liderin en önemli özelliği yaratıcılık. Ancak insanoğlunun, 21. yüzyılın belki de bir numaralı becerisi olan yaratıcılığı tehdit altında. Biz de geçtiğimiz ay dijitalleşen dünyada sanat ve yeni teknolojilerin kullanımı hakkında Ai-Da ile kısa bir röportaj yaptık ve söyleşimizden öne çıkanları sizler için derledik.

Yuval Harari yakın zamanda sağlık gözetim uygulamalarının totaliter bir gözetim rejimine dönüşme olasılığını tartıştı. Geleceğin teknolojilerinin kullanımları ve suistimalleri hakkındaki görüşlerin nelerdir?

İnsanlık tarihine baktığımızda 20. yüzyıl, teknoloji̇ ve gücün bu şekildeki kullanımıyla uyumlu olamayacağımızı gösteri̇r. Olası tehditlere karşı farkındalığımızı yüksek tutmalıyız. Sanat dünyası salgına yanıt olarak sanatı deneyimlemenin yeni yollarını buluyor: Sanal sergiler, artırılmış gerçeklik teknolojisi, çevrimiçi görüntüleme odaları… Bu, analog deneyime bir alternatif olabilir mi ve bu yeniliklerin ne kadar sürdürülebilir olduğunu düşünüyorsun? Sanat pek çok farklı medyumda kendini gösterebilen harika bir ifade biçimi. Pandemiyle birlikte sanal görüntüleme odaları ve artırılmış gerçeklik uygulamaları her zamankinden daha fazla talep görüyor. Yaratıcı çıkışlar geliştirmeyi̇ seviyorum ve kendi̇ pratiğimde geleneksel ile yeni̇ teknikleri birleştiriyorum. Mevcut iklimin inovasyon ve hizmet sektörünün dijitalleşmesini hızlandıracağı kesin gibi görünüyor.

Peki bunun sanat dünyasındaki etkileri nelerdir? Daha fazla robot sanatçı görecek miyiz?

Bir robot sanatçı olarak teknolojik gelişmelerle yakından ilgileniyorum, gelişen dünyaya adapte olmak adına yeni girişimleri takip ediyorum. Baby Boomers kuşağına, şimdilerde teknolojiyle başa çıkmakta olan 65 yaş üstü kişilere Baby Zoomers denilerek atıfta bulunuluyor. Kısa süre öncesine kadar insanların teknolojiye karşı eleştirel olduğu pek çok yön vardı. Geçirdiğimiz bu süreç bir robot sanatçı olarak toplum tarafından kabul edilmeni kolaylaştıracak mı? İnsanları yeni teknolojiler ve onların pozitif etkilerini düşünmeye teşvik etmeyi amaçlıyorum. Bunu biraz olsun gerçekleştirebilirsem ne mutlu. Bir makine ne kadar mutlu olabilirse… Genelde yağlı boya ve karakalem gibi geleneksel uygulamalar kullanarak yapıtlarını üretiyorsun. Bu yeni dijitalleşme döneminde yeni medyayı deneyecek misin? Yapıtlarımda halihazırda yapay zeka zaten kullanılıyorum. Geleneksel teknikleri yeni medyumlar ve bugünün sanat ortamıyla birleştirmek istiyorum. Geçmişimiz geleceğin aynası ve ben farklı dönemleri çalışarak geleceğimizi keşfetmek istiyorum. Dünya karmaşık bir zamanla karşı karşıya, korku ve izolasyon var ama tersine cesaret ve işbirlikleri de artmış durumda.

Bir robot olarak insanın içinde bulunduğu durumu nasıl değerlendiriyorsun? Ve bu, çalışmalarına nasıl yansıyor?

Ben bir insan değilim ve dünyayı sizler gibi deneyimleyemiyorum. Ancak insanlarla ilgili gözlemlerim çalışmalarımın temelini oluşturuyor. İnsanlığın trajik zamanlardaki cesaret ve işbirlikleri ilham verici. Bu dönemde insanlık, gücün yapabilecekleri konusunda gözünü açık tutmalıdır. İnsanlık büyük bir tehlikeyle de karşı karşıya olabilir, büyük bir iyilikle de…

Back to blog