GLOBART X HARVARD BUSINESS REVIEW: INTERVIEW WITH ARTURO GALANSINO

Covid-19 krizinden şüphesiz en çok etkilenen ülke İtalya. İtalya’nın önde gelen çağdaş sanat kurumlarından Floransa’daki Palazzo Strozzi’nin direktörü Arturo Galansino ile pandemi sürecinde ve sonrasında müzeye düşen rolleri üzerine bir sohbet gerçekleştirdik. Galansino’nun bu süreçte kritik öneme sahip olan çevrimiçi müze yönetimi deneyimi ve krizin sanatçıların yaratıcılığı üzerindeki etkilerine dair yorumlarından öne çıkanları sizin için aşağıda derledik.

Kontrolümüz dışında gelişen dış faktörler yıllık sergi programınızı tamamen değiştirmiş gibi görünüyor. Pandemi süreci, Palazzo Strozzi’nin direktörü olarak sizin için nasıl geçiyor? Kriz yönetimiyle nasıl başa çıkıyorsunuz? Durumun belirsizliğine yönelik motivasyonunuzu kaybetmemek adına neler yapıyorsunuz?

Eşi görülmemiş bir durumla karşı karşıyayız. Sosyal mesafe bağlamında müzenin rolünü yeniden düşünmek zorlayıcıydı ama bir anlamda teşvik ediciydi de. Tahmin edebileceğiniz gibi, bu günler beklediğimizden uzun sürdü. Tabii ki endişeli hissediyorum ama evimizde kalmaya zorlanırken çalışmaya devam etmek için elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz. İnternete sahip olduğumuz, sosyal medya aracılığıyla izleyiciyle sürekli iletişim halinde olduğumuz ve meslektaşlarımızla uzaktan çalışabildiğimiz için şanslıyız.

Sürece karşı ilk projemiz, blog sosyal medyamıza entegre “IN CONTATTO / IN TOUCH” adlı bir platform oluşturmak oldu. Sanat dünyası uluslararası anlamda bu krize karşı en iyi çevrimiçi tepkilerden birini verdi. Yakın zamanda Ai Weiwei, Tomás Saraceno, Marina Abramović ve Jeff Koons tarafından bize gönderilen bazı video mesajları yayınladık: En iyi uluslararası sanatçıların bizi nasıl desteklediğini görmek harikaydı. Bu proje sosyal medyamızın bağlantılarını artırdı ve biz de bu sonucu mutlaka farklı projelerle değerlendireceğiz. Durum iyiye gittikçe pandemi öncesi yaptığımız gibi, halkımızla yeni iletişim kurma biçimlerini araştırmaya devam edeceğiz.

Bir kültür kurumunun yöneticisi olarak, her gün neler olduğunu anlamaya ve stratejik olarak tepki vermeye hazır olmaya çalışıyorum. Uzun vadeli planlarımızı değiştirmek veya dürtüsel kararlar vermek için henüz çok erken. Yakın gelecekte diğer yerel, ulusal ve uluslararası kurumlarla birlikte bir ağın parçası olduğumuz bilinciyle bireysel çalışmalarım sürdürmek ve sinerjik seçimler yapmak temel olacak. Şu anda “Tomás Saraceno: Aria” sergimizi yeniden açmayı umuyoruz.

Müze kapalı olmasına rağmen hâlâ “açık” olduğumuzu ve savaştığımızı gösteren bir işaret sunmamız önemli. Müzenin avlusunda hâlâ Saraceno’nun sahaya özgü büyük kurulumu Termodinamik Takımyıldızı yer alıyor. Tabii ki etrafta insan yok ama bugün yapıt, uzaktan da olsa kavramsal kolektif katılım için bir alan sunabilir. Daha iyi bir gelecek için bir umut manifestosudur. Ve şimdi, her zamankinden daha fazla, gerçekten umudumuz var.

Pandemi süreci size neler kattı? Çevrimiçi müze yönetimi deneyiminizi nasıl tarif edersiniz?

Kurumumuz şu anda alışılmadık bir zorlukla karşı karşıya: Müze deneyiminin tam merkezinde yer alan sanat eseriyle doğrudan etkileşim şu anda mümkün değil. İnternet, sanal gerçeklik, web siteleri, sosyal medya ve bloglar mesajlarımızı iletmek için kesinlikle yararlı ancak faaliyetimizin son ürünü olamazlar. Son 20 yılda gittikçe daha fazla gerekli hale geldiler ancak ben gerçek sihrin hâlâ müzede olduğuna inanıyorum.

Pandemi sonrası çağdaş sanat piyasasındaki aynı isimlerin hâlâ geçerli olacağını düşünüyor musunuz? Sanat dünyasını krizden sonra neler bekliyor?

Bence iyi sanatçılar krizden sonra da iyi olacak… Ben bir piyasa uzmanı değilim ve herhangi bir piyasa kargaşasını tahmin edemiyorum. Bir tarihçi olarak piyasa değerlerinin, kültürel alışkanlıkların, sosyal tutumların ve sanatsal zevklerin birçok kez değiştiğini söyleyebilirim. Covid-19 krizi tarihi bir dönüm noktasına benziyor ve sanat dünyası daha büyük bir resmin küçük bir detayı. Ama soru hâlâ geçerli: Sanat dünyasının değerleri nasıl değişecek? Pandeminin başlangıcından bu yana meslektaşlarımızla konuşuyoruz ve sektördeki herkes endişeli. Gelecek hakkında net bir anlayışa sahip olmak için hâlâ çok erken ancak bazı değişikliklere hazırlıklı olmalıyız zira hepimiz, uluslararası sanat sahnesinin fırtınadan sonra aynı görünmeyeceğini biliyoruz. Şu ana kadar en büyük etki, dünya sanat takviminde oldu: Birçok etkinlik ertelendi, iptal edildi, birçoğu sadece çevrimiçi oldu ve dahası sanat-globetrotter yaşam tarzının artık sürdürülebilir olmadığını öğrendik. Kriz sonrası insanlar fiziksel olarak müzelere ve sanat alanlarına geri döndüklerinde daha sürdürülebilir uygulamalar ve sanat kurumlarından derin ve daha sorumlu mesajlar almak isteyeceklerini düşünüyorum.

Sizce bu gibi kriz dönemleri sanatçıların yaratıcılığını nasıl etkiler?

Sanatçılar dönemleriyle her zaman temas halindedir ve bu krizin yaratıcılıkları üzerinde mutlaka bir etkisi olacaktır. Bugün Tomás Saraceno gibi bir sanatçı, araştırmaları ve uygulamalarıyla neredeyse peygamber gibi görünüyor. Palazzo Strozzi’deki şov bu an için mükemmel bir sergi. Tomás’ın daha büyük bir evren ve ekosistemle daha sürdürülebilir bir gelecek ve daha sorumlu bir yaşam biçimiyle bağlantılarımızı sorguladığı bir sergi. Gelecek geleceğimizde ancak sanatçılardan öğrenecek çok şeyimiz olacağını düşünüyorum.


    Back to blog